Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | fence in n. | tahta perdeyle |
General | fence in v. | etrafını çitle çevirmek |
General | fence in v. | çit ile çevirmek |
General | fence in v. | kapamak |
General | fence in v. | çitle çevirmek |
General | fence in v. | parmaklıkla çevirmek |
General | fence in v. | çit yapmak |
General | fence in v. | kilitlemek |
Phrasals | ||
Phrasals | fence in v. | birini kısıtlamak |
Phrasals | fence in v. | birine kısıtlama/sınır koymak |
Phrasals | fence in v. | birinin özgürlüğünü kısıtlamak |
Phrasals | fence in v. | birini kafeslemek/kafese almak |
Phrasals | fence in v. | surla çevrelemek |
Phrasals | fence in v. | duvarla çevrelemek |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | fence an animal in v. | bir hayvanın etrafını çitle çevirmek | ||
Phrasals | fence an animal in v. | bir hayvanı kafeslemek | ||
Phrasals | fence an animal in v. | bir hayvanın etrafını parmaklıklarla çevirmek | ||
Phrasals | fence an animal in v. | bir hayvanın etrafına çit/kafes yapmak | ||
Phrasals | fence an animal in v. | bir hayvanın etrafına bariyer koymak | ||
Phrasals | fence someone in v. | birini kısıtlamak | ||
Phrasals | fence someone in v. | birine kısıtlama/sınır koymak | ||
Phrasals | fence someone in v. | birinin özgürlüğünü kısıtlamak | ||
Phrasals | fence someone in v. | birini kafeslemek/kafese almak | ||
Phrasals | fence something in v. | bir şeyin etrafını çitle çevirmek | ||
Phrasals | fence something in v. | bir şeyi parmaklıkla çevirmek | ||
Phrasals | fence something in v. | bir şeyin etrafına çit yapmak |